Ormanın derinliğinde , sadece 8 odası olan Daphne Tatil evi sessiz sakin tatil arayanların mekanı.Olimposun hareketli ve gürültülü kalabalığından uzakta ormana sıfır bir ev.Deniz derseniz iki dakika uzakta....
Bahar aylarında şömine +sıcak şarap, sabahları bahçedeki açık büfe kahvaltı keyfine doyum olmuyor.
bahçe ve orman
Çok büyük çam ağaçlarının gölgesi altında misafirlerin yan gelip yattığı, kitaplarını okuduğu altı adet serender (köşk) ve hamaklardan oluşan kocaman bir bahçede konuklar kendi halinde, ormanın sesini dinleyerek vakit geçiriyorlar.Müzik isteyene caz,etnik,rock klasik geniş CD koleksiyonu sizleri bekliyor.
Daphne evinin yakın çevresinde hiçbir işletme olmadığından rahatsız edici kalabalık, gürültü müzikten eser yok.Orman ile aranızda hiçbirşey yok..Özellikle yazın en sıcak günlerinde dahi akşamları gayet serin olan bahçe tam bir huzur ve kendini dinleme ortamı.
refi"nin mutfağı
Her zaman kapısı açık, önünde masaları bulunan mutfak davetkar. Refi’nin yemek yapmadığı saatlerde misler gibi pasta, kek, börek çörek kokuları misafirleri çevresine topluyor. Yardım etmek isteyenlere her zaman kapısı açık. Özellikle
deniz dönüşü 5 çaylarını kaçırmamak gerekiyor. Asla mutfakta yapay tatlandırıcı ,tad verici soslar, paketli hazır baharat ürünlerini kullanmıyorlar.
Tamamen doğal organik baharatlar ile yemekler yapılıyor. Özellikle unutulmaya yüz tutmuş pek çoğumuzun adını bile bilmediği baharatlar mutfak raflarında hiç eksik olmuyor. Refi'nin pişirdiği vejetaryen yemeklerin tadına doyulmuyor.
Haftanın 3-4 günü Bülent ızgara başına geçip nefis balıklar pişiriyor.
Parmak yedirten reçeller çevre bahçelerden toplanan organik meyveler ile Bülent ve Refi’nin elinden çıkıyor.
Bülent’in organik meyvelerini kendi elleriyle toplayarak yaptığı ayva ve incir, Refi’nin yaptığı portakal reçelini kaçırmamanızı öneririz.
Refi’nin bir destan haline gelen doyulmaz çorbalarını tüm misafirler ısrarla basılı hale getirmesini bekliyor.
likya yolu yürüyüşleri
Nisan - Mayıs, Ekim - Kasım - Aralık aylarında 2500 yıllık antik Likya yolu rotalarında yürüyüşler yapılıyor. 800 metre yükseklikteki antik kayıp Olimpos şehri, Akdeniz’in en uç burnundaki en yüksek deniz feneri, yanartaşın hiç bilinmeyen arka yüzü, Ulupınar deresinin küçük havuzları, kanyonu, küçük şelaleleri inanın çok ilginizi çekecek.
Her yürüyüş rotasında Olimpos’un bambaşka bir yüzünü keşfedecek, muhteşem doğası ile karşılaşacak ve Olimpos’un sadece deniz tatilinden oluşmadığını anlayacaksınız.
ne zaman
Temmuz- Ağustos aşırı sıcak, bunaltıcı ve kalabalık olmasına rağmen diğer aylarda sakinliği ve kendine has güzelliği devam ediyor. Olimpos’a kalbinizi kaptırmaktan korkmazsanız Nisan-Mayıs, Ekim – Kasım ayları en ideal aylar. Siz siz olun Olimpos'tan nefret etmemek için Temmuz -Ağustos aylarında hafta sonunda denize inmeyin. Rahatlıkla Olimpos sahili dışında yapacak şeyler bulacaksınız
ulaşım
Olimpos’un bu kadar kalabalık olması ile birlikte bazı şeyler kolaylaştı; iki farklı dolmuş firması her yarım saatte Olimpos’tan ana yola, ana yoldan Olimpos'a misafirleri taşıyorlar.
Antalya'dan bindiğiniz herhangi bir Kumluca- Kaş arabası sizi Olimpos ana yola getirecektir .
Havaalanından taksi ile gelmek en kolay yol (130 ytl 1,5 saat), bu bizi aşar derseniz Antalya merkeze gelerek dolmuş hattı kullanılabilir.
Araç ile gelirseniz dikkat!..Çıralı sapağından girmeyin; her ne kadar Olimpos plajı levhası olsa da bu sapaktan 500 m yukarda Olimpos 11 km Çavuşköy 15 km tabelasından sapın 8 km sonra karşınıza Olimpos 3 km levhası çıkacak, dönmeyin düz devam edin, 100 m sonra sağda ormanın derinliğinde evimizi göreceksiniz.
Olimpos'ta ormana sıfır küçük bir ev, sadece 6 odasıyla sessiz sakin bir tatil arayanların vazgeçemediği bir mekan. Kocaman çam ağaçlarının gölgesindeki hamaklarda ve köşklerde dinlenen misafirler istedikleri müzikleri dinleyerek veya sadece ormandaki kuş sesleriyle kitaplarını okuyorlar. Akşamları şömine karşısında keyif yapılıyor.